Let's Go to Prison (2006)



Son zamanlarda çok garip bir takıntımın olduğunu farkettim. Eğer bir film, başrol oyuncusunun arka fondaki anlatımıyla başlıyorsa, beni tavlamaya yetiyor. Yani filmi beğenmemi sağlamıyor belki ama onu izlenebilir kılıyor, ilginç.

John, 30 yaşına bile gelmeden, ilki 8 yaşında olmakla birlikte 3 kere hapise girmiştir ve bu 3 mahkumiyet kararını da aynı yargıç, Nelson Biederman III vermiştir.John son cezasınıda çektikten sonra yargıçtan intikam almaya karar verir, fakat yargıç ölmüştür ve intikamını alabileceği tek kişi yargıçın oğlu Nelson Biederman IV'dür. Oğul Nelson, züppe, kimseyi takmayan, sadece parasına güvenen bir tiptir ve başkanı olduğu vakıf üyeleri tarafından bile sevilmemektedir. John bir şekilde Nelson'un hapise girmesine neden olur fakat kendisininde orada olmadıktan sonra tatmin olamayacağını düşünür ve Nelson'un hayatını tamamen mahvetmek için kendisini aynı hapise attırır. Film bu ikilinin hapiste yaşadıkları komik olayları anlatıyor.

Başrollerde Dax Shepard ve Will Arnett var.Shepard, Jessica Simpson'un başrolde olduğu Employee of the Month adlı filmde oynamıştı. Film iyi değildi ama Dax oynadığı takıntılı, garip karakter Vince'i iyi canlandırmıştı. Will Arnett'i ise ilk defa görmüş olabilirim ama onu küçümseyemeyiz çünkü COD-ModernWarefare2(Şuana kadar yapılmış en iyi savaş oyunu) ve Ice Age 2 gibi yapımlarda seslendirme yapmış. Will'in performansını gerçekten beğendim ama Dax Shepard'da beni rahatsız eden birşey var. Adam gereksiz vücut yapmış ve o kafaya o vücut çok komik duruyor. (Çok şekilciyim galiba).

Benim filmdeki favorim yine başrol dışından, Barry (Chi McBride). Kendisini Terminal'den biliyoruz (temizlik görevlisi). Filmde gay bir mahkumu oynuyor ve açıkçası film ne zaman duraksamaya başlasa o ortaya çıkıp filmi kurtarıyor.

Bazı filmleri izlemeye başlamadan önce fazla bir beklentiye girmezsiniz, bu film de benim için öyleydi, o yüzden zevk aldım diyebilirim. Zaten 80 dakika olduğu için çok fazla yayılmıyor. İzleyin derim, pişman olmazsınız ama sizde çok fazla beklentiye girmeyin, karnınıza ağrılar girmez ama güldürür, puanım 6,3.

-----------Filmi İzlemediyseniz Bundan Sonrasını Okumayın-----------------

Barry ne zaman konuşmaya başlasa arkadan veriyorlar erotik bir müzik ve ben dağılmaya başlıyorum. 150 kiloluk bir zenci, yarısı kadar etmeyen bir beyaza yazmaya çalışınca gülmemek olmuyor tabi.

Filmin sonunda o şarap olayı yerine başka bir şeye bağlasalarmış keşke, bayık olmuş. Jüri'yi filmin sonunda tehdit edip şaraba 100 puan verdirdinde ne oldu. Bazı filmleri sadece bitirmek için bitirdiklerini düşünüyorum. Kötü film değil sonuçta, sonunuda biraz zorlasalarmış keşke, neyse...

0 yorum:

Yorum Gönder